02 Ağustos 2024

Seçim varsa doğalgaz keşfi var, seçim yoksa zam var

Madem bu kadar doğal gaz bulunuyor, Avrupa'ya satacak kadar, bu durumda neden zam üstüne zam yapılıyor?

Mucizevi bir rastlantı var, AKP sayesinde iki değişken arasında bizi nurlu ufuklara taşıyan olağanüstü bir ilişki söz konusu.

Matematik diliyle, iki değişken arasında bir korelasyon var.

Nedir o iki değişken?..

Biri ülkede doğal gaz ve petrol keşfi,

Diğeri seçimler.

Seçimler ne zaman yaklaşırsa, son on beş, yirmi yıldır o mucize gerçekleşiyor ve AKP seçimden önce mutlaka yeni petrol ve doğal gaz keşfedildiğini açıklıyor.

Bazen yandaş medyada, bazen Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarında, keşif törenlerinde aziz halkımıza "müjdelerden bir demet" veriliyor. 

Örnekleri var

TELE 1 sitesinde o mucizevi rastlantının örnekleri yayınlanıyor.

- 21 Ocak 2010 Şırnak'ta petrol bulunuyor, 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği için sandığa giderken.

- 7 Şubat 2014 Diyarbakır'da Türkiye'nin kırk yıl ihtiyacını karşılayacak kaya gazı ihtiyacı bulunuyor, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden hemen önce.

- 9 Ocak 2015 Trakya'da doğal gaz bulunuyor, 7 Haziran 2015 seçimlerine giderken.

- 14 Ekim 2015'te yine Trakya'da, yine doğal gaz bulunuyor, 1 Kasım 2015 seçimlerine doğru.

- 16 Mayıs 2018'de Batman, Mardin, Şırnak'tan petrol fışkırıyor, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce.

- 8 Şubat 2019, nazar değmesin, yine Trakya'da yine doğal gaz bulunuyor, 31 Mart 2019 seçimlerine hazırlık olsun diye.

Ne zaman seçim var, o zaman ülkenin her yerinden doğal gaz ve petrol fışkırıyor, mucizevi korelasyon gerçekleşiyor.

Erdoğan hedef büyütüyor

Bu kadar petrol ve doğal gaz bulunca, bilmem kaç TV kanalında canlı yayınlar ve yandaş medyada manşetlerden geçilmiyor. Erdoğan:

"Hedefimiz 2023 yılında Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmaktır. Böylece bunca yıl ilmik ilmik dokuyarak, yürüttüğümüz çalışmaların en büyük meyvesini alıyoruz."

Erdoğan bulunan doğal gaz rezervinde açılışa 320 milyar metreküple başlıyor, derken yeni bulunan rezervle 405 milyar metreküpe çıkıyor ve nihayet 750 milyar metreküpe ulaşıyor.

Karadeniz'de doğal gaz keşiflerinden sonra, uzayıp giden tren yolları gibi, bitmeyen o canlı yayınlar yandaş medya manşetleriyle tamamlanıyor:

"- Avrupa Gazı Bizden Alacak,

- İthal Petrole Son."

Gelmeyen mutlu son

Hani, hoş bir komedi filmi var ya...

"Patron mutlu son istedi."

O mutlu son yıllardır bir türlü gelmiyor.

Onun yerine, dün olduğu gibi, doğal gaza yüzde 38 -sonradan yapılan açıklamaya göre, konutlara yansıyacak oranı yüzde 24.4 imiş- çok yüksek bir zam geliyor.

Geçen ay yüzde 38 elektrik, şimdi yüzde 24.4 zam oranıyla bu yılın sonu için belirlenen yüzde 38 oranındaki resmi enflasyonun gerçekleşmesi çok uzak ihtimal. Yılın sonunda bizi yine azgın bir enflasyon bekliyor.

Kaldı ki, madem bu kadar doğal gaz bulunuyor, Avrupa'ya satacak kadar, bu durumda neden zam üstüne zam yapılıyor?

İkinci bir korelasyon

Tarihleriyle ortada.

Seçim varsa, doğal gaz keşfi var.

Bu, yukarıda aktardığım birinci mucizevi korelasyon.

İkinci bir korelasyon daha var, en az birincisi kadar mucizevi, muhteşem bir rastlantı daha.

Seçim yoksa, doğal gaz ve elektriğe zam var.

Otomatiğe bağlamışlar!..

Normal takvime göre, dört yıl seçim yok, üç yıl daha zam yağmuruna hazırlıklı olun!..

Erken seçime gidilirse, takvimin değişeceği kesin!..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Binlerce hukukçuya çağrı: Bunun adını siz koyun!..

Anayasa’ya aykırı olduğunu bilerek, yasa teklifi hazırlıyorlar. Çünkü, Anayasa ve Anayasa’ya aykırılık artık bir şey ifade etmiyor. Hukuk başta, bütün idari ve siyasi kavramların içi boşalıyor

“An itibarıyla” geri çekildi: Uçuk kaçık etki ajanlığı

Dezenformasyon Yasası, Sıkıyönetim ve Savaş Yönetmelikleri, Ceza Yasasında değişiklikler, avukatlara getirilen ek yükümlülükler, şirketlere kayyım atanması, belediyelere kayyım atanması, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe saymak derken... “Devletin güvenliği, iç ve dış yararları” başlığı altında otoriter düzeni kurmaya girişiyorlar

Beş çocuk faciası: Frenler artık tutmuyor

Yoksullukta çocukların “en savunmasız” olduğunu Türkiye dün çok acı bir haberle bir kez daha görüyor. Birileri de çıkıyor, “Bakanlık on sekiz kere gelmiş, çocukları almak istemiş, aile vermemiş” gibi, yönetimin sorumluluğunu azaltmaya çalışıyor. Bu söylenen doğru olabilir ancak, yönetimi sorumluluktan kurtarmaz

"
"